Kayıtlar

Sıvasız Duvarlar

Resim
Memleketimizde çok yerde bazı binalar var; küçük, büyük, yığma ya da betonarme, duvarları daha çok tuğladan örülmüş fakat yıllar geçmiş olmasına rağmen duvarların dış yüzü sıvanmamış. Zamanla sıvasız duvar eskimiş, kirlenmiş. Görüntü içler acısı. Bu binalar diğer bakımsız binalar gibi güzel olmayan bir görüntü sergiliyorlar. Üstelik bu binalar yerli ve yabancı misafirlerin gelip geçtiği yerlerde de var.  Bu manzarayı mimari açıdan değerlendirecek olursak önce estetik olarak olumsuz bir sonucun ortada olduğu aşikardır. Fonksiyonel olarak ta sıvasız bir duvar, açık hava şartlarının eskitici etkisiyle yıprandığı gibi, ısı izolasyonu bakımından da korumasız bir durumdadır. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan binanın konforu olumsuz yönde etkilenecektir. Ekonomik açıdan da kayıp kaçınılmaz olacak, bilhassa binayı ısıtmak daha çok masraf gerektirecektir. Bu sebeplerden dolayı sıvasız duvarları sıvamalı daha sonra da, ya uygun bir boyayla boyamalı ya da mümkünse mantolama yapılmal

Bir Elin Verdiğini Öbür Elin Görmesin

Resim
Bir kurban bayramında Efendimiz (SAV) Hazretleri, Aişe Valide'mize sorar: “Aişe kurban etini dağıttınız mı?” -“Dağıttık ya Resulallah.” “Ne kadarını dağıttınız?” -“Hepsini dağıttık, bize bir buttan başka hiçbir şey kalmadı.” Tebessüm den Efendimiz: “Desene Aişe, bir buttan başka hepsi bize kaldı.” buyurur. Elinde kalanın değil verdiğinin sahibi olduğunu söyleyerek, verilenin kişiye faydası, elindekinden çok daha fazla olduğunu ifade ederek, cömertlik anlayışını beyan ederler. Yunus Emre de: “Paylaştığın senindir biriktirdiğin değil” diyor. Cömertliği dinimiz övmekle kalmamış durumu müsait olana emretmiştir. Zekat ve sadaka müeseseleri cömertliğin uygulamalarıdır. Peygamberimiz: “Allah cömerttir, cömert olanları sever.” buyuruyor. Allahın rızasını ve sevgisini kazanmak için yaptıklarımızı sırf O'nun rızası için yapmalı gösterişten uzak, samimiyet ve ihlasla yapmalıyız. Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz cömertlik ve cimriliği

Doğru Merdiven

Resim
Merdiven binanın düşey sirkülasyon elemanıdır. Kendine has özelliğinden dolayı hatalı inşa edildiğinde kullanışsız ve tehlikeli olabilmektedir. Çok büyük bazı projelerde uygulamada ne yazık ki hatalar olabiliyor. Paha biçilmez bir villanın bile merdivenleri kullanışsız ve hatalı yapılabiliyor. İnşaatın hem proje safhasında hem uygulama safhasında bulunmuş bir mimar olarak bunlara şahit oldum ne yazık ki. Daha ilginç bir şey söyleyeceğim memleketimizde işi sadece merdiven üretmek olan bazı iş sahipleri bile doğru merdiven yapmasını bilmiyor. Daha kötüsü anlattığınız halde yanlışını kabul etmiyor, edemiyor. Gelelim hatalara: Rıht yüksekliği . Merdiven bir katı diğer kata bağlar. İki kat arasındaki basamakların yüksekliği biz ona rıht deriz, birbirine eşit olmalıdır. Doğru hesaplanarak yapılmadığında çoğu zaman son basamak diğer basamaklardan çok farklı yükseklikte yapılabiliyor. Mesela aşağıdan yukarı doğru 17 cm 17 cm devam ederken son rıht 12 cm olabiliyor. Böyle bir hatalı uygu

Tevazu ve Kibir

Resim
Biri alçak görünüp yüksek olmak, diğeri yüksek görünüp alçak olmak. Tercih herkesin paşa gönlüne kalmış. Olmazsa kibrile riya sensin ol beyt-i kibriya. Ondandır alçak gönüllüler çok sevilirlerken, kibirliler sevilmezler. Olması gereken tevazudur, alçak gönüllülüktür. İnsana yakışan budur. İnsan neyine bakıp ta büyüklenir? Değil kendi, bulunduğu dünya kainatta bir nokta bile olmadığı halde. Kaldı ki dünya da bile kendisi, ne kadar aciz ne kadar çok şeye muhtaçtır. Üstelik zamana nisbetle bir hiç mesabesinde bir ömre malik bir fani değil midir? İsra suresi 37. Ayette Rabbimiz: “Yer yüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” buyuruyor. Peygamberimiz güzel ahlakın en güzel örneğidir malüm. Onu görmeye gelen yabancılar tanımakta zorluk çekerlermiş. Çünkü peygamber olduğu, devlet başkanı olduğu halde beraber bulunduklarından farklı bir yeri bir duruşu yokmuş. Bir gün gene bir yabancı O'nu ziyarete gelmiş meclise bakmış biri

Sevgi Baht Olmuş Ezelden Bize

Resim
Sevgi baht olmuş ezelden bize Sizde bir türlü bizde bir türlü ilahisi sevginin coşkusunu güzelliğini ne kadar güzel ifade ediyor. Duyguların en güzeli sevmektir. İyiyi sevmek doğruyu sevmek güzeli sevmek güzelliği sevmek güzelliği yaratanı sevmek. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Dünyada olumlu, faydalı, güzel şeyler hep sevgiyle meydana gelir. Kötülükler de zıddı nefret ve kinle. ( Not 1 ) İnsanoğlu dünyaya geldikten sonra sevgiyle büyür. İlk sevgi ilk sevdiğimiz annelerimizin bize verdiği sevgidir. Yaşamak hayata başlamak hayatı devam ettirebilmek için insanoğlu sevgiye sevilmeye doğuştan itibaren muhtaçtır. Her ne kadar bu sevgiye ihtiyaç grafiği doğumda yüksekten başlayıp sonra biraz azalsa da yaşlanınca tekrar yükselmektedir. Sevmek insanın içini rahatlatan, gönlüne huzur veren, insanı hayata bağlayan, hayattan tad almasını sağlayan en asil duygudur. Kötülükler hep sevgisizliğin sonucudur. Kişi gerçekten sevdiğine zarar veremez, kötülük yapamaz. Kötülük ya

SILA-İ RAHİM

Resim
Nisa suresinin birinci ayetinde Rabbimiz: “ Allahtan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” buyuruyor. İşte bu akrabalık bağlarına riayet etmeye sıla-i rahim diyoruz. Akraba kelime olarak yakınlar demek. Yakınlar da Anne ve baba ile başlıyor. Dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı, teyze ve onların çocukları olarak devam ediyor. Kişi iyilik edecekse en yakından başlamalıdır. “Yabancı birine yapılan iyilik bir savapsa yakına yapılan iki savaptır.” buyuruyor peygamberimiz. İki olmasını şöyle açıklıyor: “Birincisi iyilik etmek, ikincisi de sıla-i rahimi gerçekleştirmektir.” buyuruyor. Cuma hutbesi sonunda okunan Nahl suresinin 90. ayetinde Allahu Teala şöyle buyuruyor: “ Şüphesiz Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder , hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Sıla-i rahimin önemini anlatan diğer ayetler: Hem Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın sonra ba

Dua ve Salat-ü Selam

Resim
“ De ki: (Ey insanlar!) "Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! (Ey inkârcılar!) Siz O’nun dinini yalan saydığınız için bunun günahı artık yakanızı bırakmayacak!” Furkân Suresi - 77 . Ayet   “ Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” Mü'min Suresi - 60 . Ayet “ Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin!” Ahzâb Suresi 56. Ayet “Dua müminin silahıdır.” Hadis-i Şerif “Dua ibadetin özüdür.” Hadis-i Şerif Konu dua olunca ayet ve hadislerle başladık. Fatiha süresinde de “Biz yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” buyuruyor kulunun dilinden Rabbimiz. Sadece dua hakkındaki ayet ve hadisleri yazıp anlamlarını versek sayfalar tutar. Bu rahmet denizinden bir kaç damla gönlünüze serpiştirebilirsek n

Zaman Hazinesi

Resim
Bir daha ele geçmeyen ve kıymeti elden çıkınca anlaşılan değerler vardır; sağlık, gençlik, zaman gibi. Bunların elden çıktıktan sonra ne yazık ki geri dönüşü de yoktur. Ondandır ki çok kıymetlidirler. Kıymetlerini bilmeli elden çıkmadan en iyi şekilde değerlendirilmelidirler. Yoksa sonraki eyvah, keşke ve pişmanlık fayda vermeyecektir. Sağlığınıza zarar verecek şeylerden uzak durun, yemenize içmenize dikkat edin. Abur zubur yiyip içenlerden olmayın. Gençliğinizi boş, faydasız, zararlı şeylerle geçirip heba etmeyin deyip asıl anlatılması ve anlaşılması zor olan zamandan bahsedeceğim. İlk bilinmesi ve hiç unutulmaması gereken zamanımız sonsuz değildir. Aksine sınırlı ve kısadır. Peygamberimiz Gelecek ne varsa yakındır buyuruyor. Sayılı gün çabuk geçer der büyüklerimiz. Mühim olan o günleri değerlendirmesini bilmek, zararlı, faydasız boş şeylerle geçirmemektir. Bu zaman nehrinin akıntısına kapılıp ve bu nehrinin yolculuğu hiç bitmeyecek sanarak bir köpük misali düşüncesiz gayesiz gay

Kanunlarımız Hakkında

Resim
TÜRK MEDENİ KANUNU B. Evlenme engelleri I. Hısımlık Madde:129- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, 3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında. Birbiriyle evlenmeleri yasak olanlar Medeni kanunumuzda yukarıda yazılı olduğu gbi belirtilmiştir. Görüldüğü gibi amca, dayı, hala ve teyze ile yeğen arasında evlenmenin yasak olduğu belirtilmiş fakat yeğen çocuğuyla evlenilip evlenilemeyeceği belirtilmemiştir. Buradan maalesef evlenebilirler manası çıkmaktadır. Ancak kültürümüzde bu evlilikler de yasaktır. Günümüzde aydınlarımız yakın akrabayla evlenmenin aleyhinde olmalarına rağmen, kültürümüzce yasak olan evliliğe, medeni hukukumuzca izin veriliyor olması hiç bir aydınımız tarafından dile geti